Cl Elektron İlgisi Neden Büyük? Bir Kimya Hikayesi
Kayseri’de Bir Akşam: Heyecanla Başlayan Bir Soru
Kayseri’nin soğuk akşamlarından birinde, ellerim buz gibi bir kahve fincanını sıkıca kavramışken, gözlerim masamdaki kimya kitabına takıldı. 25 yaşındayım ama bir türlü bu kimya dertlerini kafamdan atamıyorum. Her zaman bir şeyleri merak ediyorum, bir şeyleri öğrenmek zorundaymışım gibi hissediyorum. Her gün bir anlam arayışında, bir keşif peşindeyim. O akşam da işler biraz daha karmaşıklaştı, çünkü kitabımda karşıma büyük bir soru çıkıverdi: Cl elektron ilgisi neden bu kadar büyük?
Düşüncelere dalmıştım, elimdeki kahve beni ısıtacakken, beynimde bir sıcaklık dolaşmaya başlamıştı. Kimya, bazen hayatımın karmaşık parçalarına benziyor. Ne zaman çözmeye yaklaşsam, bir adım daha geriye gitmem gerektiğini hissediyorum. Ama bu soru, ruhumu derinden etkiledi; sanki bir kapı açılacak ve bütün bunların anlamını nihayet anlayabilecektim.
Elektron İlgi Nedir, Peki?
Bunu biraz açmak gerek. Elektron ilgisi, bir atomun bir elektron kabul etmeye olan istekliliğidir. Bu, atomun çevresindeki elektronları ne kadar “istediğini” gösteren bir durum. Hani bazen bir insanın bir gruba katılmaya ne kadar hevesli olduğunu hissedersiniz ya, işte tam olarak böyle. Cl (Klor) atomu da, tıpkı o gruba katılmak isteyen biri gibi, ekstra bir elektronu kabul etmeye oldukça istekli.
Kimya kitaplarında okudukça, bu fenomenin ne kadar derin ve etkileyici olduğunu daha çok fark ediyorum. Klorun neden elektron ilgisinin büyük olduğunu anlamak, her şeyin bir araya geldiğini görmek gibi bir şeydi. Klor, 7 valans elektronuna sahip; bu da demek oluyor ki, sadece bir elektron alarak kendini stabil hale getirebilir. Hem bu, onun ne kadar güçlü bir istekle bu elektronu kabul edeceğini de gösteriyor. Kendini tamamlamak istiyor, eksik olanı bulmak ve bir bütün olmak…
Bunu düşündükçe, kendi hayatımda da tamamlama çabalarımı, eksikliklerimi düşündüm. Kimi zaman kaybolmuş hissediyorum, kimi zaman dışarıda bir yerde aradığım bir şeyleri bulmaya çalışıyorum. Ama Cl gibi, bir şeyleri bulmak için sabırsızlanıyorum. Belki de biraz fazla.
Hızla Yükselen Bir Heyecan
Gözlerim kitaptan kayıp, ellerim bilgisayarın klavyesine yöneldi. Google’da, ‘Cl elektron ilgisi’ diye arama yapmaya başladım. Daha önce fark etmediğim bir şey vardı: Bu basit bir kimya sorusu değil, bu sorunun içinde insan ruhu da vardı. Bir elementin bir elektronu bu kadar arzulaması, sanki hayatın eksikliklerini hisseden herkesin duygularını yansıtıyordu.
Kimya derslerinde Cl’nin elektron ilgisinin, enerjinin açığa çıkmasıyla bir bağının olduğunu biliyordum ama şimdi her şey çok farklı görünüyordu. Klor, eksik olan bir parçayı bulduğunda nasıl rahatlıyor, kendini nasıl tamamlıyor, adeta bir ağırlıktan kurtuluyor gibi… Ben de bazen kendi eksikliklerimle, aradığım anlamla böyle hissetmiyor muyum? Sadece eksik bir şeyler var ve tam olmadan, bir bütün olarak hissetmek zor. Klorun hayatında da böyleydi. Elektronunu kabul ettiğinde, stabil ve huzurlu oluyordu.
İçimden bir şeyler fısıldıyordu: Her şeyin bir bütün olabilmesi için bazen eksik olanı kabul etmen gerekiyor. Klor gibi.
Hayal Kırıklığı ve Umut Arasında
Bir süre daha düşündüm, gözlerim kayarak pencereye takıldı. Kayseri’nin karanlık sokaklarında bir yerlerde, biri bu tamamlama arayışında belki de. Kimya gibi, biz de bazen bu istekleri, bu hırsları, bu eksiklikleri içimizde taşıyoruz. O an, birden ruhumda bir hayal kırıklığı belirdi. Elektron ilgisinin büyük olmasının anlamını her şeyde bulsam da, kendi hayatımda bazen aradığım dengeyi, huzuru bulamıyordum.
Ama sonra, o büyük soru tekrar aklıma geldi: Cl elektron ilgisi neden büyük? Bu aslında sadece kimya sorusu değil, aynı zamanda insan ruhunun derinliklerine inen bir keşifti. Elektron ilgisinin büyüklüğü, eksikliğin büyüklüğüyle alakalıydı. Bir şey eksikse, onu tamamlamak için ne kadar çok istek duyulursa, ilgisi de o kadar büyük olur.
Sonunda anlamıştım. Elektron ilgisinin büyük olmasının nedeni, Klor’un kendisini tamamlamak istemesiydi. Klor, eksik olanı bulmak istiyordu. Bir insan gibi. Bunu düşündükçe içim ısındı. O eksikliklerin, o boşlukların bizi kim olduğumuza, neye ihtiyaç duyduğumuza dair anlatan şeyler olduğunu fark ettim. Bunu anlamak, belki de hayatta kendi eksikliklerimi sevmek, kabul etmek gerektiğini gösteriyordu.
Sonuç Olarak
Cl’nin büyük elektron ilgisi, her şeyin bir tamamlanma, denge ve huzur arayışı olduğunun bir simgesi gibiydi. Kendi eksikliklerimizi kabul ettikçe, belki de biz de tam anlamıyla kendimizi bulabiliriz. Kimya kitabımın sayfalarındaki bu keşif, bir yandan bana hayatımın anlamını sorgulatırken, bir yandan da kalbime umut aşılıyordu. Elektronlar gibi, hepimiz tamamlanmayı, bir bütün olmayı istiyoruz. Klor, bu arayışıyla bana bunu hatırlatıyordu.