İlgi Zamiri Nedir ve Örnekleri? Dilin Felsefi Bir Aynası Bir filozof için dil, yalnızca iletişimin değil, aynı zamanda varoluşun da sahnesidir. Sözcükler aracılığıyla düşünür, düşünceler aracılığıyla var oluruz. Bu bağlamda “ilgi zamiri” denilen basit bir dilbilgisel unsur bile, insanın dünyayla ve ötekiyle kurduğu ilişkinin felsefi bir yansıması hâline gelir. Peki, ilgi zamiri sadece cümleleri birbirine bağlayan bir köprü müdür, yoksa bilginin, varlığın ve ahlakın sessiz bir temsili midir? İlgi Zamirinin Tanımı: Dilin Köprüsü Dilbilgisel olarak ilgi zamiri, iki cümleyi veya bir ismi bir yan cümleyle bağlayan sözcüktür. Türkçede en çok kullanılan ilgi zamiri “ki”dir. Örneğin: “Bu, senin söylediğin şeydir.” ya…
Yorum BırakKategori: Makaleler
Üst Mahkeme Görevsizlik Kararı Verebilir mi? Adaletin Edebî Yankısı Üzerine Bir İnceleme Bir edebiyatçı için kelimeler, sadece anlam taşıyıcısı değil, dünyanın biçimini yeniden kuran sessiz mimarlardır. Kelimeler, tıpkı bir mahkeme kararı gibi, varlığın düzenini şekillendirir. Cümleler birer hüküm, paragraflar ise adaletin yankısı gibidir. Bu yazıda, “Üst mahkeme görevsizlik kararı verebilir mi?” sorusunu hukuki bir tartışma olmaktan çıkarıp, edebiyatın çok katmanlı anlatı dünyasında yeniden okumayı deneyeceğiz. Çünkü her dava bir hikâye, her mahkeme bir sahne, her karar da insanın kendi vicdanına yazdığı bir cümledir. Kelimelerin Yargısı: Dilin Mahkemesinde Adalet Arayışı Edebiyatın dünyasında mahkeme salonu, insan ruhunun içsel çatışmasının bir metaforudur. Kafka’nın…
Yorum BırakKanaatkârlık Ne Demek İslâm? Bir Hikâyeyle Hayatın Gerçek Anlamını Keşfetmek 🌙 Giriş: “Bazen En Büyük Zenginlik, Elindekine Şükretmektir.” 🍃 Bugün size bir hikâye anlatmak istiyorum. Belki içinde kendinizi bulacaksınız, belki de hiç tanımadığınız ama kalbinizin derinliklerinde hissettiğiniz bir hakikati… Bu hikâye, kanaatkârlığın –yani elindekine razı olup şükretmenin– ne kadar büyük bir değer olduğunu, İslâm’ın gözünden anlatıyor. Ve bu hikâyede erkeklerin çözüm odaklı, kadınların ise empatik yaklaşımını temsil eden iki karakter var: Ali ve Zeynep. — Ali’nin Planı: Daha Fazlası İçin Bitmeyen Mücadele 🛠️ Ali, genç yaşta hayata atılan, zeki ve çalışkan bir adamdı. Hep daha fazlasını isteyen, hayatı planlarla dolduran…
Yorum BırakTelefondan Edit Yapılır Mı? Siyaset Bilimi Perspektifinden Bir Değerlendirme Bir Siyaset Bilimcisinin Güç ve Toplum Üzerine Düşünceleri Toplumlar, yalnızca bireylerden oluşmaz; onları birbirine bağlayan, şekillendiren ve yönlendiren güç ilişkileriyle şekillenir. Bu ilişkiler, çoğunlukla iktidarın, kurumların ve ideolojilerin etrafında döner. Güç, sadece politik alanda değil, teknolojik, kültürel ve sosyal yapılar içinde de etkindir. Bugün, cep telefonlarımızdan gerçekleştirdiğimiz küçük değişiklikler, fotoğraf düzenlemelerinden sosyal medya paylaşımlarına kadar uzanır; ancak bu küçük dokunuşlar aslında bizlere toplumsal yapının ne kadar dönüşebilir ve manipüle edilebilir olduğunu gösteriyor. Bir telefon ekranından edit yapmak, toplumsal düzenin çok daha büyük bir parçasını yansıtıyor olabilir mi? Bu yazıda, bu soruyu…
Yorum BırakFarklı Gözlerle Bakalım: Kalp Kapakçığı Bozulursa Ne Olur? Hayatta bazı konular vardır ki, üzerine ne kadar konuşursak konuşalım yeni bir bakış açısı mutlaka çıkar. “Kalp kapakçığı bozulursa ne olur?” sorusu da tam olarak böyle bir mesele. Kimimiz için bu sadece tıbbi bir detaydır, kimimiz içinse yaşamı kökten değiştirecek bir dönüm noktası… Gelin bu konuyu farklı açılardan ele alalım; veriye, bilime ve objektif gerçeklere önem veren erkeklerin bakış açısından ve duygusal, toplumsal etkileri önemseyen kadınların penceresinden birlikte bakalım. Belki sen de okurken kendini bir tarafın düşüncelerine daha yakın hissedeceksin… Önce Gerçeğe Yakından Bakalım: Kalp Kapakçığı Ne İşe Yarar? Kalbimiz dört odacıktan…
Yorum BırakGözü Yükseklerde Olmak Ne Demek? Kültürlerin Arzusu, Hiyerarşisi ve Umudu Üzerine Antropolojik Bir Okuma Bir antropolog olarak dünyayı gezdiğinizde, insanların farklı coğrafyalarda, farklı dillerde ama benzer hayaller kurduğunu fark edersiniz. Kimi denizin ötesine bakar, kimi gökyüzüne… Hepsi bir şekilde “gözü yükseklerde”dir. Bu deyim, yalnızca bireysel bir hırsı değil; insan kültürünün, anlam arayışının ve toplumsal yapısının derin bir yansımasını taşır. Her toplumun kendi “yüksek”i vardır — kimi için dağ zirvesi, kimi için tanrısal bir mertebe, kimi içinse ekonomik refahın doruğudur. Bu yazı, “gözü yükseklerde olmak” ifadesini bir antropolojik metafor olarak ele alıyor: insanın yukarıya yönelen bakışının ardındaki kültürel, simgesel ve toplumsal…
Yorum BırakGöz Önüne Nasıl Yazılır TDK? Dilin, Toplumun ve Görünürlüğün Sosyolojisi Bir sosyolog için dil, yalnızca iletişimin değil, toplumsal düzenin görünmez haritasıdır. Kelimelerin nasıl yazıldığı, hangi biçimde kullanıldığı, bir toplumun düşünme biçimini, değer yargılarını ve kimlik anlayışını yansıtır. “Göz önüne nasıl yazılır?” sorusu bu yüzden yalnızca bir imla meselesi değil, aynı zamanda bir görünürlük meselesidir. Çünkü her toplum, neyin göz önünde olacağına, neyin göz ardı edileceğine dair kendi sessiz kurallarını oluşturur. Türk Dil Kurumu’na (TDK) göre doğru yazımı “göz önüne” şeklindedir — ayrı yazılır. Ancak bu basit dilbilgisel bilgi, toplumsal semboller açısından derin bir anlama sahiptir. Göz önünde olmak, görünür olmak,…
Yorum BırakGörüp Gözetmek Ne Demek? Tarihin Aynasında Bir Kavramın İzinde Bir tarihçi olarak geçmişe her baktığımda, insanların birbirlerini nasıl görüp gözettiğini, toplumların dayanışma biçimlerinin nasıl değiştiğini merak ederim. Bu kelime, ilk duyulduğunda basit bir anlam taşır gibi görünür; ancak içine girdiğinizde, tarihsel bir bilinç, insani bir sorumluluk ve toplumsal bir vicdan barındırdığını fark edersiniz. “Görüp gözetmek”, sadece görmek ya da denetlemek değildir; ilgilenmek, korumak, sahip çıkmak, yani birine ya da bir şeye göz kulak olmaktır. Peki bu kavram, tarih boyunca ne anlama geldi, hangi dönüşümlerle bugüne kadar geldi? Osmanlı’dan Cumhuriyet’e: Görüp Gözetmenin Toplumsal Kökleri Osmanlı toplumunda görüp gözetmek, devletin ve bireyin…
Yorum BırakGrek İsmi Nereden Gelir? Kültürlerin Kimlik Arayışında Bir Antropolojik Yolculuk Kültürlerin Çeşitliliğine Dair Bir Antropoloğun Daveti Kültürlerin çeşitliliğini anlamak, insanlık tarihinin en büyüleyici serüvenlerinden biridir. Her dil, her isim, her ritüel; insan topluluklarının kimlik arayışının sessiz tanıklarıdır. Grek ismi de bu tanıklıklardan biridir: yalnızca bir halkın değil, aynı zamanda bir medeniyet anlatısının sembolüdür. Bir antropolog olarak, bu ismin kökenine bakmak; insanlığın kendisini adlandırma biçimini, “biz” ve “öteki” ayrımını yeniden düşünmek anlamına gelir. Peki, “Grek” kimdir? Ve bu isim, tarih boyunca nasıl bir kimlik inşasına hizmet etmiştir? — İsmin Kökeni: Girit’ten İtalya’ya Uzanan Bir Sözcüğün Hikayesi “Grek” kelimesinin kökeni, antik çağın…
Yorum BırakHaraççı Nereye Bağlı? Bir Yer Adından Kente, Tarihten Yarına “Haraççı nereye bağlı?” sorusu, yalnızca bir mahalleyi işaret etmekle kalmıyor; bir adın kökeninden, kentsel dönüşümün ritmine ve adil yönetimin geleceğine uzanan meraklı bir yolculuğa çağırıyor. Merhaba dostlar, bugün masaya çayı koyup içten bir sohbet açalım: Haraççı… İsmi eski, hikâyesi uzun, bugünü hareketli bir yer. Bazen tek bir soruyla başlayan merak, bizi haritalardan defterlere, vergiden veri yönetimine kadar beklenmedik alanlara götürür. Gelin, “Haraççı nereye bağlı?” diye sorarken aslında hangi katmanları konuştuğumuzu birlikte keşfedelim. Kısa Yanıt: Haraççı nereye bağlı? Haraççı, İstanbul’un Avrupa yakasında, Arnavutköy ilçesine bağlı bir mahalle. İlçe belediyesinin resmî sayfalarında Haraççı,…
Yorum Bırak